Bağışlayın, benim de güzelliğim var.
Beni koruyan peygamberin omzuna yaslanıp zamanı
seyrediyorum.
Tam da bu zamanlar kadınlık çağım görmediğiniz, ışıklı suda
bekleyen o çocukları ben doğuracağım.
Bağışlayın ama benim de güzelliğim var.
Çocukluğumdan attığınız top canımı kırdı,
Bana bir can borcunuz var.
Gerekirse toplayın pılımı pırtımı başka şehire gönderin
beni.
Can kırıkları olmayan bir şehire, kanımdan kesik
götüreceğim.
Ben ki bir peygamber ümmetiyim, benim en korunaklı yanım peygamberim.
İnanmayacaksınız ama benim de güzelliğim var.
Ellerimde açan deniz, çiçeklerden erken getiriyor baharı.
Ben şimdi bir doğu, bir batı kanadıyım yaşamın.
Dünyanın yuvarlak oluşundan evrilen, harita kadar derin bir
noktayım peygamberlerin yüzünde.
Bağışlayın, benim de güzelliğim var.
Şu çirkin yağmurunu sileyim gözlerimin bir de bana öyle
bakın, peygamber gözüyle.
Dudaklarımdaki ilahiyi sessizliğimden tadın.
Bağışlayın, bağışlayın ama benim de güzelliğim var bu kâinatta.
Çünkü kâinatı
yaranın üzerinden çekince irkileceksiniz,
Bütün irkilmeler benimle bitişik yazılır.
İnanamayışınızın nedeni budur belki,
Belki inanmak eylemine karşı duyulan bir sancıdır sizdeki.
Her ne derseniz deyin fakat bağışlayın beni,
Çünkü benim de hâlâ bir güzelliğim var.
Yalancıların en dürüstüyüm ben,
Yanlışların en bilinçli yapılanı.
Bağışlayın beni ama hâlâ benim de bir güzelliğim var.
Benim güzelliğim Tanrı rahmeti kadar bereketli, peygamber
sözü kadar kutsal değildir.
Güzelliğimin üzerine kitaplar indirilmemiş, heykeller
dikilmemiştir.
Ruhumdaki iskeletten bağış yapılmıştır,
Kalbimdeki kemik eksiği bundan,
Bundandır ikide bir kırılıp bocalaması omurgamın.
Bağışıklık sistemim zayıf,
Bağışlanma akıbetim güçlüdür.
Fakat muharrirden aldığım haber üzere:
Bağışlayın ama benim de güzelliğim var.
Yorumlar
Yorum Gönder