elleri ıslanmış çocuğun sanatıdır
yüzü nar içi olmuş duvar
ve aynı tabloyu ellerine asar
tazelendikçe öfke
çarpıyor sesinde taşlar birbirine
bunu duymak kadar görmek de hakikat
şarkısını pencerenin dışında gezdirenden
gücenmesin diye değil darp edilmiş gramofon
yüklemesin diye plağa bu kadar acıyı
üstelik hiç neşeli bir şarkı çalmamışken
derisinden söktüğü parçalar kadar
defterinden yırttığı sayfalar
parmakları geçmeyen kalemlerle
ne denli uzun yaşayabilir mısralar
yalnız kandan tıkanmış flütten
büyük bir hikaye çıkar
ve daha birkaç problem
mesela
kanı avucuna dökülen öğrenci
geçebilir mi coğrafya dersinden
uzakları en yakınında taşır
annesinden hatıra lekeyi bırakamadığı gibi
park ve deniz ve gökyüzü yaşıyorken
okul sıralarında
nefes alır sokakta salonun ortasında yatakta
babanın diri ve gri sesi
bir gemi böyle batabilirdi
bir uçurtma böyle vurulabilirdi
bir çocuk öyle büyüyebilirdi ancak
ve yeterdi bir aşka
sade bunun için çocukluğu yakmak
Yorumlar
Yorum Gönder