
dalgın
izler bırakaraktan renkli yoldan
uzaklaşıyorum
düş yanıklarıylaelden anılar birikmiş saçlarımda
dudaklarımda pasertesi bir yığın sözcük
sığındığım yalnızlık kaçma sebebimdi
ceketimi ben asıyordum nasıl olsa
ve ceketimi ben asacağım kolaysa
giyindiğim yüz henüz hazır değil
gezdirdiğim mısranın işgaline
vitrinler ışıklar kaldırımlar
sahi nasıl ağırlar
yeni bir imgeyi kendisine de gizleyeni
sokağın ağzında ve koynunda söyleyemediğim kelime
beni dinler gece gündüz
ben yokken gece gündüz
sigara gibi tutturmuşken kalemi elime
zaman ağır ama hüzün dörtnala sanki
yeni doğmuş telaş birkaç gün boyunda daha
duvara döktüm içimi
yüzüne döktüğüm gibi
karşılıksız kalmadı yüzün gibi ellerim
kırılmalar icat etmek benimkisi durmadan
sözle beslerken boşluğu
kendimi taşırmak kendimden
uçurum
denilince akla
duruşun
geliyor uzaklardan günlerin beyaz elleriyle tazelenen
bir us hasadı bu
lekeli hatıraların uykusundan
hevesin rahmine kadarki
bir yol keşfediyorum kendimden çıkınca
karşıma dikiliyorum kendimin senden önce
her devrime uygun bir tavır benimkisi
ne güzel uyuyordu aramızda
bölmeden yüzümüzü
bıçağın keskin yüzü
kınından çıktı rüyaların
ve böldü uykumuzu
Yorumlar
Yorum Gönder