Türk sanatı kavramı, sanatta dilin Türkçe olması bakımından anlaşılabilirdir. Bu açıdan Türk sanatı denildiğinde yerel değil yerli, küresel değil milli, öteki değil kendi olarak özgünleşen bir anlayıştan söz etmek gerekir. İslamiyet’ten önceki Türk sanatının, totemcilik, şamanlık, Budizm, Manihaizm, vb. ile daha sonrasında ise İslam diniyle ilişkilendirilmesi sürecinde, etki kaynağı ne olursa olsun, sanatın dili Türkçe kalmıştır. Biçimin temellendiği özgünlük, diğer biçim kaynakları ile bütünleşerek geliştirilmiş; özün yerli bir biçim dili ile ifade edilmesi yoluna gidilmiştir. On sekizinci yüzyıldan yirmi birinci yüzyıla gelişen süreçte ise Türk sanatı kavramı dil açısından değil Türkler tarafında icra edilen sanat olarak küresel bağlama taşınmaya çalışılmıştır. Bu süreçte teknolojik açıdan batının gerisinde kalındığını fark eden yerli akıl, kültürel açıdan benzeşmenin teknolojinin gelişmesine olanak sağlayacağını düşünmüştür. Zira küresel bağlamda anlaşılmama endişesine ...
SANAT, KÜLTÜR, EDEBİYAT VE HABER