Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2. MİNYATÜR ÇALIŞTAYI YİRMİ SANATÇININ KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ…

   2. MİNYATÜR ÇALIŞTAYI YİRMİ SANATÇININ KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ… Sanatçıçalışıyor tarafında düzenlenen 2. Minyatür Çalıştayı, Kocaeli Karamürsel ve Yalova Altınova’da yirmi sanatçının katılımı ile gerçekleştirildi. Kastamonu Üniversitesi Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen çalıştay, Doç. Ruhi Konak başkanlığında projelendirilerek gerçekleştirildi.             22 Ağustos 2002 pazartesi günü saat 09.00’da Karamürsel Öğretmenevi etkinlik salonunda başlayan çalıştay, aynı gün 18.00’da Yalova Elgelsiz Sanat Galesi’nde açılışı Vali Muammer Erol, Emniyet Müdürü Göksel Topaloğlu ve İl Kültür Müdürü Şeref Tali’nin katılımıyla yapılan ‘Işılay Konak Kişisel Restorasyon Sergisi’ ve ‘Mine Dilber Kişisel Tezhip Sergisi’ ile devam etti. 23 Ağustos 2002 tarihlerinde Karamürsel Öğretmen evinde devam eden çalıştay 24 Ağustos 2022 çarşamba günü Altınova Belediyesi Hersek Lagünü Kuş Gözlemevi’nde gerçekleştirildi. Sabah Gözlemevi ekibi tarafından karşılanan sanatçılar,
En son yayınlar

KEPENEK YA DA EMRAH PEK KİŞİSEL SERAMİK SERGİSİ HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ… Ruhi Konak

                                                                                                                                 

TÜRKÇE SANATA HAYIR / KÜRESEL APTALLIĞA EVET/ Ruhi KONAK

Türk sanatı kavramı, sanatta dilin Türkçe olması bakımından anlaşılabilirdir. Bu açıdan Türk sanatı denildiğinde yerel değil yerli, küresel değil milli, öteki değil kendi olarak özgünleşen bir anlayıştan söz etmek gerekir. İslamiyet’ten önceki Türk sanatının, totemcilik, şamanlık, Budizm, Manihaizm, vb. ile daha sonrasında ise İslam diniyle ilişkilendirilmesi sürecinde, etki kaynağı ne olursa olsun, sanatın dili Türkçe kalmıştır. Biçimin temellendiği özgünlük, diğer biçim kaynakları ile bütünleşerek geliştirilmiş; özün yerli bir biçim dili ile ifade edilmesi yoluna gidilmiştir. On sekizinci yüzyıldan yirmi birinci yüzyıla gelişen süreçte ise Türk sanatı kavramı dil açısından değil Türkler tarafında icra edilen sanat olarak küresel bağlama taşınmaya çalışılmıştır. Bu süreçte teknolojik açıdan batının gerisinde kalındığını fark eden yerli akıl, kültürel açıdan benzeşmenin teknolojinin gelişmesine olanak sağlayacağını düşünmüştür. Zira küresel bağlamda anlaşılmama endişesine karş

Sezer Cihaner Keser'in Simurg Sergisi Hakkında Birkaç Söz / Ruhi KONAK

Masal, insanoğlunun iç dünyasındaki sığınaktır. Orada eşi bulunmaz fantazya ve devinimle yaşam süren binlerce bilgi ülkesi vardır. Bu ülkelerin kralları bilgelikleri ile meşhur olmakla beraber zaman ve mekân tanımaksızın yaşamanın içinde ve dışında, altında ve üstünde söz sahibidir. Bu hakikat bir tarafa, sözü başka türlü anlayıp içerdeki evreni mitoloji ya da güncel anlamıyla hastalık olarak gören modern insana göre bu tür bir gerçeklik varsayım dâhilinde değildir. Çünkü bu söylentiler birer mit olmaktan öteye gitmeyen düşsel kurgulardır. Bu yönde bir yorum deneysel aklın eleştirisi olması bakımından makul ve bir o kadarda ispatlanmıştır. Fakat düşsel gerçeklik, akıl kurallarını alt üst eden bir yapıdır. Hangi noktadan itiraz edilirse edilsin düş olmadan yaşam, madde olarak duyumsanmanın dışına çıkamaz. İnsanoğlu farkında olmadan hayal, hülya, tefekkür, rüya, masal gibi düşünce formlarını icat ederek yaşamın illüzyon yoluyla farklı şekillerde algılanabileceğine ilişkin fikir

Patron için kısa bir analiz ya da… Mehmet Göktepe Resimleri Üzerine Birkaç Söz / Ruhi KONAK

  Sanat eserinin ne olduğunun tartışma konusu olmaktan çıkıp her ürünün biraz sanatsal olduğunun düşünülmeye başlandığı bu günlerde, gerçek sanatçının yorumcu mu, tasarımcı mı, yansıtmacı mı veya yaratıcı mı olduğu üzerine birçok tanımla karşılaşmanız mümkündür. Bu bağlamda gerçek sanatçının kim olduğu sorusuna verilecek belirli bir cevap olduğu söylenemez. Diğer taraftan günümüzde sanatçı icra ettiği işin mahiyeti hususunda kataloglarda saklı eserlerin temellük ettirilmesinden başka bir şey de yapmamaktadır. Dolayısıyla eserin yaratım sürecinin yerini yapım süreci almıştır. Bu bağlamda çoğu güncel eserin yansıttığı hakikat başka bir esere ait olduğundan sanatçısı da bir başkasıdır. Malzemenin çeşitlendirilmesine bağlı olarak tekniğin bir yeteneği dışa vurmaktan çok başkasının duyumunu ima işçiliği üzerine yoğunlaştığı söylenebilir. Herkes aynı resmi mi yapıyor, herkes aynı şiiri mi yazıyor ya da herkesin heykeli bir elden mi çıkıyor bilemeyiz fakat herkesin meseleyi aynı şe

isyan / Ruhi KONAK

kalk şiire yürü biraz… göğe meyil al bedeninin dışına çağırıyorum seni korkma gecenin karanlığından… ay bize yeter şehir yok çünkü orada şiir var … aşka kapı aç eyy! yangınım büyük… çöl arıyorum göğsümde yer kalmadı artık kürek kemiklerime çarpıyor kalbim…   ahh! dünya dar alışamam ben bu kalabalığa nefesim kesilir… ruhum çatlar kalk şu şehri boşalt… kalbinde şiir kuracağım yoksa vitrinlere taş atacağım… bak!

bünyamin / Ruhi KONAK

                                                             Züleyha C. İçin   seni kuyuya çağırdığımda… gök indi bulutlar ortada kaldı öyle… bir ah çırptı gözlerimi kör oldum.   sen bu yaradan çıkamazsın dedim bünyamin içine oyduğun mezar örtüyor çünkü göğünü ey diyemezsin işte.. ah diyemezsin bulamazsın yönünü   sen bu çölün yüzüsün bünyamin gülümseme bir daha… göğe bakma çağırma… çağrılma şu kanlı gömleği verme babana… kendine sakla içime zehirden bir kale kurdum da çıkmadım dışarıya bir daha bakmadım kimseye… görmedim sormadım hatta insan ne yapar diye isyandan sonra   ne derin kuyuymuş bu dedim bünyamin hüznün boy veriyor boşlukta kalk şu çölü devir şu sözü boz… şu sesi baştan al… bağır göğsünü doldurarak da ne varsa yık ufukta   bu yüz seni saklıyor bünyamin bu yüz seni saklıyor oysa denize kanarak bakmış gökyüzü gibi onun gözleri... bulutsuz gölgesiz sonsuz bir bahar gibi...